GÜROK DİKEY SOL
GÜROK DİKEY SAĞ

KÜTAHYA’NIN GELENEKSEL KIYAFETLERİ DPÜ’DE SERGİLENDİ

Gündem 07.03.2022 - 13:37, Güncelleme: 07.03.2022 - 13:37 5721+ kez okundu.
 

KÜTAHYA’NIN GELENEKSEL KIYAFETLERİ DPÜ’DE SERGİLENDİ

DPÜ, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen ve Doç. Dr. Pınar Yazkaç ile Cemile Gül’ün konuşmacı olduğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Söyleşisi’ne Kütahya’nın geleneksel kıyafetlerinin sergilendiği gösteriye ev sahipliği yaptı.

  KÜTAHYA’NIN GELENEKSEL KIYAFETLERİ DPÜ’DE SERGİLENDİ DPÜ, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen ve Doç. Dr. Pınar Yazkaç ile Cemile Gül’ün konuşmacı olduğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Söyleşisi’ne Kütahya’nın geleneksel kıyafetlerinin sergilendiği gösteriye ev sahipliği yaptı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından Fakültedeki Amfi-2'de düzenlenen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Kâzım Uysal, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Duran, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Pınar Yazkaç, Kütahyalı girişimci Cemile Gül, akademik ve idari personeller ve öğrenciler katıldı. PROF. DR. UYSAL: KÜTAHYALI KADINLAR BİRER SANATÇIDIR Rektör Prof. Dr. Kâzım Uysal'ın söyleşinin açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü konu alan ilk etkinliğimizde bir aradayız. Ülkemizde her yıl 8 Mart'ta düzenlenen çeşitli etkinliklerde kadına uygulanan fiziksel şiddetle ilgili konular ele alınır. Ben sadece kadın erkek eşittir söylemini üretip ardından da kadınlara -çaktırmadan- fazladan iş yüklenmesini de kadına şiddet olarak görüyorum. Kadının toplumdan soyutlanmaya çalışılmasını, üretimde yer almamasını istemek, kadından sadece annelik beklemek de doğru değil. Biz insanlar bu dengeyi kuracak düzeni oluşturmalıyız.  KÜTAHYA BU ANLAMDA BİR MARKA Bu önemli güne yaklaşırken bizler kadının sanattaki gücünü göz ardı etmemeliyiz. Kütahya özelinde kadınlarımız birer sanatçıdır. Bir işte çalışmayanlar evinde üretirler. Kütahya bu anlamda bir marka Bugünkü konuşmacılarımızdan Cemile Hanım, Kütahya özelinde o sanatçı kadınlardan biri. Kendisinin ünü sadece ilimizin değil, ülkemizin sınırlarını da aşmış durumda. Kendisini burada ağırlamaktan memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Pınar Hocam. Kütahya Güzel Sanatlar MYO Müdürümüz olmasının yanında kendisi iyi bir sanatçıdır. Kendisinin eserleriyle sanata olan katkısına bizler şahidiz. Bu yetkinliğinden öğrencilerimizin ve üniversitemizin yararlanması bizleri çok memnun etmektedir. Son olarak bu etkinliğin ev sahibi olan İİBF Dekanımız Prof. Dr. Cengiz Duran'a, idari personellerimize ve öğrencilerimize de ayrıca teşekkür ediyorum. DOÇ. DR. YAZKAÇ: KÜTAHYA'DA 300'ÜN ÜSTÜNDE İĞNE OYASI TESPİT EDİLMİŞTİR Doç. Dr. Pınar Yazkaç, hayatının en mutlu olduğu günlerden birini yaşadığını ifade ederek uzun süredir planladıkları bu etkinliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduğunu söyledi. Konuşmasında Kütahya’nın Somut Olmayan Kültürel Mirası Daneler Oyaları başlıklı bir sunum yapan Doç. Dr. Yazkaç, "Dane, kare şeklinde muhtelif renklerde mermerşahi tabir edilen bezin üzerine boya ile çiçekler ve dallar ahşap kalıplarla baskı yapılarak veya elle fırça ile boyanarak hazırlanmıştır. Danelerin kaynağı İstanbul veya Tokat Üsülü baskı yapılarak elde edilen tamamen kök ve toprak boyalarla renklendirilmiş danelerdir. Tarihine baktığımızda Kütahya ili, her dönemde sanat ve folklora öncülük yapan bir kent olmuştur. Şairleri koruyan Germiyanoğulları'na ve bestekar padişahlarıyla ünlü Osmanlı'nın şehzadelerine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca Kütahya, Anadolu kadın giyim kültürü alanında çok zengin bir koleksiyonun sahibidir. Anadolu'nun her yanında kendine has folklorik, özellikle bölgenin kültürünü yansıtan giysileri vardır. İç Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri kavşağında bir geçiş noktasında bulunan Kütahya'nın, özellikle kadın giyimi konusunda Anadolu'nun başka hiçbir yerinde olmayan bir farklılık ve zenginliği bulunuyor" dedi. Kütahya'nın Germiyan ve Osmanlı saray giysilerinin etkisi altında en kaliteli ipek, kadife, atlas kumaşların ve nakışların kullanıldığını hatırlatan Yazkaç, "Kütahya'da oyacılık, iğne oyacılığı biçiminde genellikle danenin çevresini süsleyen bir sanat olarak gelişmiş. İlimizde 300'ü aşkın oya çeşidinin tespit edildi ve halen yeni buluşlarla iğne oyalarının çeşitleri artıyor. Dane oyaları isimlerini daha çok çiçeklerden almıştır. Bunlara Karanfil Oyası, Bademli, Gül Oyası, Beyaz Zambak Oyası, Nergis Çiçeği Oyası Menekşe Oyası, Özerlik Çiçeği Oyası gibi örnekler verebiliriz. Öte yandan Kütahya ilinin merkezinde oyalarının sosyal yaşam ve siyasi olaylardan da etkilendiğini görürüz. Meclis Kuruldu Oyası, Zeki Müren Oyası, Türkan Şoray Kirpiği, Teyyare Oyası, Etli Eltiye Küstü, Malak Sattıran Oyası, Kiremit Sattıran Oyası, Yanıkuzulu Oyası, Süreyya Kirpiği, Yar Yare Küstü, Zerren Kadeh Oyası, Çarkıfelek, Gönüldolabı, Paşa Nişanı Oyası, Zengin Taktı Fakir Baktı Oyası, Mecnun Yuvası gibi yüzlerce isimle iğne oyalarının motiflerinin günümüze kadar taşındığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. "KÜTAHYA'NIN DANE OYALARI KİTABI YAKINDA SANATSEVERLERLE BULUŞACAK" "Anadolu kadınının, sabır, zarafet, yaratıcılık özelliklerinin bir araya gelmesinin en güzel örnekleri ilmek ilmek dokunan iğne oyalarında olsa gerektir. Dünya literatürüne, 'Türk Danteli' olarak giren iğne oyasının motifleri, kadının hayal dünyasının ürünü olup, rengârenk iplerle işlenerek uzun yıllar aile içi ilişkilerde iletişim aracı olarak kullanılmış. İğne oyasıyla nakşedilen dokumalarda ümit, sevgi, acı, pişmanlık, öfke, düş kırıklığı, mutluluk gibi duygular dile gelmiş" diyen Doç. Dr. Yazkaç, konuşmasını şöyle tamamladı: DPÜ Bilimsel Araştırmalar Projesi Koordinatörlüğü bünyesinde yürütülen proje kapsamında bir kültür hizmeti olarak Kütahya'ya armağan etmek üzere hazırlanan ve benim de proje koordinatörü olarak editörlüğünü üstlendiğim 'Kütahya Dane Oyaları' aldı kitabımızı baskıya hazır duruma getirdiğimizi de sizlerde paylaşmaktan memnuniyet duyuyorum. Üniversitemiz tarafından baskısının yapılacak bu kitap, çok kısa süre içinde sanatseverlerle buluşacak. Konuşmasının ardından Yazkaç, sözü, kürsüye davet etmeden önce özgeçmişini okuduğu Kütahyalı girişimci Cemile Gül'e devretti. GÜL: KÜTAHYA'NIN KÜLTÜRÜNÜ GELECEĞE AKTARMAYA DEVAM EDECEĞİZ Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Cemile Gül, ardından ‘Kütahyalı Kadın Girişimci Gözüyle: Kınalı Eller' başlıklı sunumunda şu bilgileri paylaştı: Osmanlı’nın gelinliği, Kırmızı Tefe Başı Kıyafeti olarak adlandırılmıştır. Günümüzün beyaz gelinliği ise bize İtalya'dan ithal moda olarak gelmiştir. Kütahya'da hala gelin kızlarımızın gelinliği kırmızıdır. Geleneksel Osmanlı Kınası Kınalı Eller projem de bu geleneği tekrar canlandırmak amacıyla hayata geçirdiğim bir projedir. Gerçek Türk Kına Gecelerini yaşatmak ve gençlerimize sevdirmek amacıyla yola çıktık. Amacım, ‘Kınalı Eller’ projesiyle adet ve göreneklerimizi doğru ve güzel bir biçimde gençlere aktarmak; kıyafetlerimizin bozulmamış hâliyle o dönemde kına geceleri nasıl yapılıyorsa bugün de Kütahya yöremizi yansıtan kına geceleri organize etmek ve bu geleneğimizi tüm ülke çapında tekrar yaygınlaştırmaktır. BEN ATATÜRKÇÜ TÜRK KADININI TEMSİL EDİYORUM Tasarımcı Cemile Gül konuşmasında, Türkiye’nin kültürünü ve özünü, kadınların kıyafetlerine işlediği birbirinden güzel motiflerle dünyanın her yanında tanıtmayı amaçladığını söyleyerek "Ben Atatürkçü Türk kadınını temsil ediyorum. Londra'da yaptığımız defileden sonra büyükelçimizin beni arayarak İngiltere Kraliyet Ailesinin ilk kez bir bayrak önünde ayağa kalktığını ve bunun da Türk bayrağı olduğunu söylediği bir telefon aldığımda ülkemin kadınları adına ne kadar gururlandığımı anlatamam. Gelecek nesle köprü olmaya çalışıyorum. Tüm çabam gençlerimize kültürümüzü ve özümüzü aktarmak için. El sanatlarımızın yaşatılması, nesilden nesile aktarılması, sevdirilmesi ve ekonomiye kazandırılması için hâlâ aynı gayretle çalışıp üretiyorum. Kütahya'da doğdum büyüdüm ve vatanımdan ayrılmayı hiçbir zaman için düşünmedim. Ne olursa olsun Kütahya'da kalıp yeni öğrenciler yetiştirmeye devam edeceğim. Bu çabama destek veren Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin yeri bende hep ayrıdır. Üniversitem ne zaman isterse ben Kütahya kültürünü tanıtmak için elimden ne gelirse yapmaya hazırım" dedi. Konuşmaların ardından Doç. Dr. Pınar Yazkaç ve Cemile Gül'e, Prof. Dr. Cengiz Duran tarafından Kütahya'nın kültür öğelerinin yaşatılması ve gelecek nesiller aktarılması konusundaki çabalarından dolayı plaket ve çiçek sunumu yapıldı. Etkinlik daha sorna Gül'ün Osmanlı Kadın Kıyafetleri Koleksiyonun tanıtıldığı giyim gösterisiyle devam etti ve Kütahya Folklorunun en önemli oyunu Ferace Zeybeği ile sona erdi.  
DPÜ, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen ve Doç. Dr. Pınar Yazkaç ile Cemile Gül’ün konuşmacı olduğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Söyleşisi’ne Kütahya’nın geleneksel kıyafetlerinin sergilendiği gösteriye ev sahipliği yaptı.
 





KÜTAHYA’NIN GELENEKSEL KIYAFETLERİ DPÜ’DE SERGİLENDİ

DPÜ, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen ve Doç. Dr. Pınar Yazkaç ile Cemile Gül’ün konuşmacı olduğu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Söyleşisi’ne Kütahya’nın geleneksel kıyafetlerinin sergilendiği gösteriye ev sahipliği yaptı.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından Fakültedeki Amfi-2'de düzenlenen etkinliğe Rektör Prof. Dr. Kâzım Uysal, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Duran, Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Pınar Yazkaç, Kütahyalı girişimci Cemile Gül, akademik ve idari personeller ve öğrenciler katıldı.

PROF. DR. UYSAL: KÜTAHYALI KADINLAR BİRER SANATÇIDIR

Rektör Prof. Dr. Kâzım Uysal'ın söyleşinin açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü konu alan ilk etkinliğimizde bir aradayız. Ülkemizde her yıl 8 Mart'ta düzenlenen çeşitli etkinliklerde kadına uygulanan fiziksel şiddetle ilgili konular ele alınır. Ben sadece kadın erkek eşittir söylemini üretip ardından da kadınlara -çaktırmadan- fazladan iş yüklenmesini de kadına şiddet olarak görüyorum. Kadının toplumdan soyutlanmaya çalışılmasını, üretimde yer almamasını istemek, kadından sadece annelik beklemek de doğru değil. Biz insanlar bu dengeyi kuracak düzeni oluşturmalıyız. 

KÜTAHYA BU ANLAMDA BİR MARKA

Bu önemli güne yaklaşırken bizler kadının sanattaki gücünü göz ardı etmemeliyiz. Kütahya özelinde kadınlarımız birer sanatçıdır. Bir işte çalışmayanlar evinde üretirler. Kütahya bu anlamda bir marka Bugünkü konuşmacılarımızdan Cemile Hanım, Kütahya özelinde o sanatçı kadınlardan biri. Kendisinin ünü sadece ilimizin değil, ülkemizin sınırlarını da aşmış durumda. Kendisini burada ağırlamaktan memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Pınar Hocam. Kütahya Güzel Sanatlar MYO Müdürümüz olmasının yanında kendisi iyi bir sanatçıdır. Kendisinin eserleriyle sanata olan katkısına bizler şahidiz. Bu yetkinliğinden öğrencilerimizin ve üniversitemizin yararlanması bizleri çok memnun etmektedir. Son olarak bu etkinliğin ev sahibi olan İİBF Dekanımız Prof. Dr. Cengiz Duran'a, idari personellerimize ve öğrencilerimize de ayrıca teşekkür ediyorum.

DOÇ. DR. YAZKAÇ: KÜTAHYA'DA 300'ÜN ÜSTÜNDE İĞNE OYASI TESPİT EDİLMİŞTİR

Doç. Dr. Pınar Yazkaç, hayatının en mutlu olduğu günlerden birini yaşadığını ifade ederek uzun süredir planladıkları bu etkinliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduğunu söyledi. Konuşmasında Kütahya’nın Somut Olmayan Kültürel Mirası Daneler Oyaları başlıklı bir sunum yapan Doç. Dr. Yazkaç, "Dane, kare şeklinde muhtelif renklerde mermerşahi tabir edilen bezin üzerine boya ile çiçekler ve dallar ahşap kalıplarla baskı yapılarak veya elle fırça ile boyanarak hazırlanmıştır. Danelerin kaynağı İstanbul veya Tokat Üsülü baskı yapılarak elde edilen tamamen kök ve toprak boyalarla renklendirilmiş danelerdir. Tarihine baktığımızda Kütahya ili, her dönemde sanat ve folklora öncülük yapan bir kent olmuştur. Şairleri koruyan Germiyanoğulları'na ve bestekar padişahlarıyla ünlü Osmanlı'nın şehzadelerine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca Kütahya, Anadolu kadın giyim kültürü alanında çok zengin bir koleksiyonun sahibidir. Anadolu'nun her yanında kendine has folklorik, özellikle bölgenin kültürünü yansıtan giysileri vardır. İç Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri kavşağında bir geçiş noktasında bulunan Kütahya'nın, özellikle kadın giyimi konusunda Anadolu'nun başka hiçbir yerinde olmayan bir farklılık ve zenginliği bulunuyor" dedi.

Kütahya'nın Germiyan ve Osmanlı saray giysilerinin etkisi altında en kaliteli ipek, kadife, atlas kumaşların ve nakışların kullanıldığını hatırlatan Yazkaç, "Kütahya'da oyacılık, iğne oyacılığı biçiminde genellikle danenin çevresini süsleyen bir sanat olarak gelişmiş. İlimizde 300'ü aşkın oya çeşidinin tespit edildi ve halen yeni buluşlarla iğne oyalarının çeşitleri artıyor. Dane oyaları isimlerini daha çok çiçeklerden almıştır. Bunlara Karanfil Oyası, Bademli, Gül Oyası, Beyaz Zambak Oyası, Nergis Çiçeği Oyası Menekşe Oyası, Özerlik Çiçeği Oyası gibi örnekler verebiliriz. Öte yandan Kütahya ilinin merkezinde oyalarının sosyal yaşam ve siyasi olaylardan da etkilendiğini görürüz. Meclis Kuruldu Oyası, Zeki Müren Oyası, Türkan Şoray Kirpiği, Teyyare Oyası, Etli Eltiye Küstü, Malak Sattıran Oyası, Kiremit Sattıran Oyası, Yanıkuzulu Oyası, Süreyya Kirpiği, Yar Yare Küstü, Zerren Kadeh Oyası, Çarkıfelek, Gönüldolabı, Paşa Nişanı Oyası, Zengin Taktı Fakir Baktı Oyası, Mecnun Yuvası gibi yüzlerce isimle iğne oyalarının motiflerinin günümüze kadar taşındığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"KÜTAHYA'NIN DANE OYALARI KİTABI YAKINDA SANATSEVERLERLE BULUŞACAK"

"Anadolu kadınının, sabır, zarafet, yaratıcılık özelliklerinin bir araya gelmesinin en güzel örnekleri ilmek ilmek dokunan iğne oyalarında olsa gerektir. Dünya literatürüne, 'Türk Danteli' olarak giren iğne oyasının motifleri, kadının hayal dünyasının ürünü olup, rengârenk iplerle işlenerek uzun yıllar aile içi ilişkilerde iletişim aracı olarak kullanılmış. İğne oyasıyla nakşedilen dokumalarda ümit, sevgi, acı, pişmanlık, öfke, düş kırıklığı, mutluluk gibi duygular dile gelmiş" diyen Doç. Dr. Yazkaç, konuşmasını şöyle tamamladı: DPÜ Bilimsel Araştırmalar Projesi Koordinatörlüğü bünyesinde yürütülen proje kapsamında bir kültür hizmeti olarak Kütahya'ya armağan etmek üzere hazırlanan ve benim de proje koordinatörü olarak editörlüğünü üstlendiğim 'Kütahya Dane Oyaları' aldı kitabımızı baskıya hazır duruma getirdiğimizi de sizlerde paylaşmaktan memnuniyet duyuyorum. Üniversitemiz tarafından baskısının yapılacak bu kitap, çok kısa süre içinde sanatseverlerle buluşacak. Konuşmasının ardından Yazkaç, sözü, kürsüye davet etmeden önce özgeçmişini okuduğu Kütahyalı girişimci Cemile Gül'e devretti.

GÜL: KÜTAHYA'NIN KÜLTÜRÜNÜ GELECEĞE AKTARMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Cemile Gül, ardından ‘Kütahyalı Kadın Girişimci Gözüyle: Kınalı Eller' başlıklı sunumunda şu bilgileri paylaştı: Osmanlı’nın gelinliği, Kırmızı Tefe Başı Kıyafeti olarak adlandırılmıştır. Günümüzün beyaz gelinliği ise bize İtalya'dan ithal moda olarak gelmiştir. Kütahya'da hala gelin kızlarımızın gelinliği kırmızıdır. Geleneksel Osmanlı Kınası Kınalı Eller projem de bu geleneği tekrar canlandırmak amacıyla hayata geçirdiğim bir projedir. Gerçek Türk Kına Gecelerini yaşatmak ve gençlerimize sevdirmek amacıyla yola çıktık. Amacım, ‘Kınalı Eller’ projesiyle adet ve göreneklerimizi doğru ve güzel bir biçimde gençlere aktarmak; kıyafetlerimizin bozulmamış hâliyle o dönemde kına geceleri nasıl yapılıyorsa bugün de Kütahya yöremizi yansıtan kına geceleri organize etmek ve bu geleneğimizi tüm ülke çapında tekrar yaygınlaştırmaktır.

BEN ATATÜRKÇÜ TÜRK KADININI TEMSİL EDİYORUM

Tasarımcı Cemile Gül konuşmasında, Türkiye’nin kültürünü ve özünü, kadınların kıyafetlerine işlediği birbirinden güzel motiflerle dünyanın her yanında tanıtmayı amaçladığını söyleyerek "Ben Atatürkçü Türk kadınını temsil ediyorum. Londra'da yaptığımız defileden sonra büyükelçimizin beni arayarak İngiltere Kraliyet Ailesinin ilk kez bir bayrak önünde ayağa kalktığını ve bunun da Türk bayrağı olduğunu söylediği bir telefon aldığımda ülkemin kadınları adına ne kadar gururlandığımı anlatamam. Gelecek nesle köprü olmaya çalışıyorum. Tüm çabam gençlerimize kültürümüzü ve özümüzü aktarmak için. El sanatlarımızın yaşatılması, nesilden nesile aktarılması, sevdirilmesi ve ekonomiye kazandırılması için hâlâ aynı gayretle çalışıp üretiyorum. Kütahya'da doğdum büyüdüm ve vatanımdan ayrılmayı hiçbir zaman için düşünmedim. Ne olursa olsun Kütahya'da kalıp yeni öğrenciler yetiştirmeye devam edeceğim. Bu çabama destek veren Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin yeri bende hep ayrıdır. Üniversitem ne zaman isterse ben Kütahya kültürünü tanıtmak için elimden ne gelirse yapmaya hazırım" dedi. Konuşmaların ardından Doç. Dr. Pınar Yazkaç ve Cemile Gül'e, Prof. Dr. Cengiz Duran tarafından Kütahya'nın kültür öğelerinin yaşatılması ve gelecek nesiller aktarılması konusundaki çabalarından dolayı plaket ve çiçek sunumu yapıldı. Etkinlik daha sorna Gül'ün Osmanlı Kadın Kıyafetleri Koleksiyonun tanıtıldığı giyim gösterisiyle devam etti ve Kütahya Folklorunun en önemli oyunu Ferace Zeybeği ile sona erdi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kutahyavizyon.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Kütahya Haberleri